Aşık Maşuk

Aşık maşuka kul olur.

Maşuk yüz vermeyince aşıka

Aşık yanar, yanar

Kül olur.

Sonra küllerinden maşukun kalbinde doğar

Onda büyür,

Onda açar.

Kendisi biter,

O olur.

Akıl Oyunları - Padişah Vs. Vezir

Padişah vezirini hiç sevmiyormuş. Vezir de bunun farkındaymış. Padişah vezirin hergün bir hatasını arıyormuş ancak bulamıyormuş. Birgün aklına bir oyun gelmiş. Vezirine şömine başında başbaşa yemek yiyeceklerini söylemiş. Şömine başında yemek hazırlatmış aşçılarına. Çağırmış vezirini. Yemişler içmişler. Gecenin sonuna doğru vezirim seninle bir oyun oynayalım demiş Padişah.Vezir de kabul etmiş. Padişah iki kağıt çıkarmış masanın üzerine koymuş. Ve demiş :

- Bu kağıtlardan birinin altında benim mühürüm var. Diğeri boş. Seninde tek bir hakkın var.İkinci bir şansın da yok. Seç bakalım kağıtlardan birini. Mühürlü olanı bulursan yaşarsın, malını mülkünü artırırım. Yok bulamazsan canını alırım bilesin.

Vezir düşünmüş taşınmış. Padişah ¨canıma göz dikti belli oldu¨ demiş. Çünkü biliyormuş ki; iki kağıdın altıda boşmuş. Padişahın oyunu buymuş. Ne yapmalı ki kurtulsun bu durumdan. Düşünmüş taşınmış bir çıkar yol bulmuş…Ve kurtulmuş.

Söyleyin bakalım nasıl kurtulmuş?

Sobanın Sırrı

Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet, bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur yağmaya başlar ve oralarda bulunan bir eve sığınırlar. Ev sahibi bu bilim adamlarını evinde misafir eder ve birşeyler ikram etmek için yanlarından ayrılır. Bilim adamlarının dikkatini yerden bir metre yukarıda, altında dizili taşların bulunduğu bir soba çeker. Sobanın neden bu şekilde konulduğu ile alakalı bilim adamları tartışmaya başlarlar.

Kimyacı 'Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylelikle daha kolay yakmayı amaçlamış' demiş.
Fizikçi 'Hayır hayır. Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş' demiş.
Jeolog ise 'Yanılıyorsunuz beyler! Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak,yangın olsılığını azaltmaya çalışmış' der.
Matematikçi 'Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş ve böylece odanın düzgün bir şekilde ısıtılmasını amaçlamış' diyerek sözü antropoloğa bırakır.
Antropolog düşünür düşünür ve cevap verir. 'Adam ilkel toplumlarda görülen ateşe tapmanın daha hafif bir biçimi ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarı kurmuş' der

Bu arada evin sahibi ikramları ile kapıdan içeri girer ve tüm bilim adamları adama yönelerek sobanın neden böyle yukarıda olduğunu sorarlar.

Adam mağrur bir şekilde cevap verir :

- Boru yetmedi beyler.

Yoksulluk

Bir bilgeye "Yoksulluk kaç gün sürer?" diye sormuşlar.
Bilge "Kırk gün" demiş.
"Peki kırk günden sonra ne olur?" diye eklemişler.
Bilge sakince : "Alışırsınız" demiş.

Dişi Aslan

Hayvanlar bir gün, "Kim daha fazla hayvan doğurabilir?" diye tartışıyorlarmış. Hep birlikte dişi aslanın yanına gidip sormuşlar :

- Sen kaç yavru doğurabiliyorsun?
- Bir
diye cevap vermiş dişi aslan ve eklemiş :
- Ama ben aslan doğururum.